Büyük Resme Bakmak

Herkese sevgiler,

Görmüş olduğunuz grafik İmkb100 endeksinin uzun vadeli grafiğidir. Bu grafiğe göre güzel Türkiye’mizin güzide İmkb100 endeksinin iki defa uzun vadeli yatay (veya düzeltme) dönemine girdiği görülmektedir. 

 

Bunlardan ilki soldaki dairede görülmektedir ve Şubat90-Şubat93 aralığını kapsamaktadır. Yaklaşık 3 sene süren yatay dönemden sonraki İmkb100 hareketi ise çok sert olmuş ve Şubat93’de 45 olan İmkb100 ise sırasıyla Şubat94’de 260 (1 senede %500 den fazla), Şubat95’de 300, Şubat96’da 550 ve böylece giderek Ocak2000’de 20000’e yükselmiştir. Uzun vade anlamında aradaki iki sert düzeltme 94’Devaluasyonu ve 98’Rusya krizidir. Yani şöyle özetlenirse 3 senelik uzun vadeli düzeltme, 7 senelik yükseliş ile sonuçlanmış, bu uzun yükseliş trendi de iki tane sert düzeltme görmüş ama yine de bozulmamıştır.

Gelelim ikinciye, Ocak2000’den yaklaşık Ağustos2003’e kadar sürmüştür. Bu düşüş ve yatay hareket İmkb100’ün ikinci büyük düzeltmesi olarak grafikte gözükmektedir.  Bir noktayı öncelikle belirtmek gerekir ki, yatay hareketin sonlanması için kalıcı olarak 20000 üzerinde kalınması gerekmektedir. (Lütfen grafiğe bir daha bu gözle bakınız) Varsayalım ki, önümüzdeki günlerde kalıcı olarak 20000’lerin üzerine çıkacağız, o zaman bu hareketin yaklaşık hedefi neresi olacaktır? En kötümser tahmin ile orta vade hedefi için bile boyle bir durumda 100binli rakamlardan konuşabileceğimizi lütfen grafiğe bakarak kendiniz teyit ediniz. (tabi ki mevcut band içinde kaldığımız sürece)

Neyse gelelim bu epostanın amacına, bu epostanın amacı size İmkb100’ün  100bin olacağını müjdelemek kesinlikle değildir. Bu epostanın amacı biraz daha ulvidir. Bir an için 1993 yılına gidin ve İmkb100 40 küsür iken, birinin size çıkıp 7 sene sonra İmkb100’ün yaklaşık 500 katına çıkacağını söylediğini kafanızda canlandırın, ne komik bir durum değil mi ?

Belki daha önce de belirtmiştim. Borsalarda iki önemli nokta vardır ki, akıldan çıkarılmamalıdır. Biri; serbest piyasalarda trendler zikzak hareket ederler, diğeri serbest piyasalar çıldırmayı çok severler. Aslında yaptıkları çıldırmak değil sadece çıldırmış gibi görünmektir. Akıldan çıkarılmamalıdır. 1993 yılında borsada alımsatım yapan bir kişiye 18500 rakamı nasıl da çılgınca gelmektedir bir düşünün. Burada, her ne kadar da, girilen uzun vadeli yüksek enflasyon sürecinin çok büyük etkisi olsa da, asıl önemli şey bir tanedir, o da FİYAT ya da endeksin son değeridir.

Gelelim FİYAT’a, daha önce de çok şiddetli şekilde belirtmistim ki; bir mala alıcının verdiği bedel o malın fiyatıdır ve herşeydir. Gerçek ve somut olan tek şeydir. Üzerinde konuşulamaz, tartışılamaz, yorum yapılamaz. Yapılırsa da yapılan her yorum boşa yapılmış olacaktır. Çünkü fiyat bilinen, beklenen, bilinebilecek her şeyi bünyesinde toplamış son değerdir.

Bu epostayı atmamdaki sebep, bu sıralarda herkesin kafasında yaşanmaya başlanan “fiyatlar veya  BORSA pahalı mı?” sorusudur. İşte bu durum zaten borsanın düşüş trendi boyunca yapmaya çalıştığıdır. Pahalı diye bir şey yoktur. Bir malın son işlem fiyatı vardır ve alan olduğu sürece o değerde durmaya hatta yükselmeye devam edecektir ve bu değerin pahalı ya da ucuz olduğuna kimse karar veremez. Çünkü gelecek bilinemez. Geleceği, geleceğin o mala getireceklerini hiç kimse bilemez. Bu epostanın amacı fiyatlara alışmanın ve fiyatı yorumlamanın çok yanlış, fakat hep yapılan (ve yapılacak olan) hatalı bir davranış olduğunu belirtmektir.

Aramızdan bir arkadaşa bir noktayı hatırlattım kısa zaman önce, eğer yatay trend dönemi bitti ise, şu sıralar pozisyon açmak için korkulacak anlar değildir. Esas korkulacak anlar, bu düşüş ve yatay trend boyunca imiş, diye. Ama inanın ki, buna inanmak insan olarak çok zordur. Çünkü serbest piyasalar, olanı size (hepimize) başka türlü göstermek konusunda uzmanlaşmışlardır.

Bu yüzden, örneğin 1000-2000 aralığında 3 sene kalmış X hissesini 3 sene boyunca alıp satmış her insan evladı, bu hisseyi 3000-4000 liralar seviyesinde çok pahalı bulacak, 5000-6000 lira seviyesinde ise bir lot dahi alamayacaktır. İşte uzun vadeli yatay dönemlerin insana yaptığı budur. O yüzden de, bunların sonucunda başlayan hareket sert olur, çünkü piyasa insanların fiyatlara alışmasına müsade etmez. Bunun tam tersi de mümkündür. 2000 senesinde 20000 lira olan Y hissesi için 5 ay sonra 13000 lira çok ucuz gelecektir. Kimbilir ki, Y’nin 1000 liraya düşeceğini, işte gizli cevap: HİÇ KİMSE BİLEMEZ. Sakın, ben 2000’de bu düşüşü biliyordum, diyenlere inanmayın ya da herhangi bir zamanda gelecekteki bir zaman için, bir enstruman hakkında yorum yapanlara, İmkb100 20000’i kırıp 100000’e de gidebilirdi.  Bunu kimse bilemez, nasil ki şu anda 20000’in kırılıp kırılmayacağını kimsenin bilmediği gibi.

O yüzden, son kez ve çok şiddetli bir şekilde uyarıyorum ki, serbest piyasalarda (usd, bono, faiz, imkb, altın yani bildiğiniz tüm yatırım araçları) para kazanmanın tek yolu, bir sisteme dahil olup alımsatım yapmaktır. Bunun dışındaki her işlem yanlış olmak zorundadır, olacaktır; reel olarak zarar etmek zorundadır, edecektir. İstisnalar  da kaideyi hiç bir zaman bozmayacaktır.

Lütfen bunu 2 sene önce Irak savaşı başladığında 1700’den usd almış muhafazakar (muhafakarlığı kaldıysa tabi ki) bir Türk yatırımcısı ile tartışın. Çünkü serbest piyasa ekonomisi bunun üzerine kurulmuştur. Beklentiye ulaşamadığınız sürece hiçbir zaman gerceği satamazsınız. Tüm kural budur. Hiç kimse özel değildir. Sistem (teknik analistler de dahil olmak üzere) herkesi kandırmak ve yoketmek üzerine kurulmuştur ve ancak bu sekilde büyüyebilmektedir. İnsan olarak kalındığı ve OYUN onların kuralları ile oynandığı sürece serbest piyasalarda yapacağınız alımsatımlarınızın işlem sayısı sonsuza giderken, kar toplamlarının limiti EKSİ SONSUZ olacaktır. Yani, herhangi bir sisteme dahil olmadan yaptığınız hareketler kar ile kapandığında bunun için şükretmeniz lazım. Çünkü normal olan bu değildir.

Gelelim SİSTEM’e veya başka bir deyişle TEKNİK ANALİZ’e. Bunu da son kez söylemek istiyorum ki. Teknik analiz de dahil olmak üzere hiç kimse hiçbir şey geleceği göremez olacakları bilemez fiyatların önümüzdeki dönemdeki seviyelerini öngöremez. (Kimi teknik analistler bunu yapmaktadırlar. Teknik analizde söylenecek konuşacak çok fazla birşey de yoktur. Çünkü teknik analiz de ilerisi icin hiçbir şeyi öngöremez.) Piyasalarda pozisyonlar kişilerin beklentilerinin (!) bileşkesi sonucunda açılır veya kapanır. Bu da otomatikman fiyatları oluşturur. Bu sizin için de, inanın ki, Soros icin de hatta Bush için bile geçerlidir. Onların sizden farklı olarak yaptıkları tek şey beklentiye önceden ulaşma güçleri ve gerçeği size satabilme güçleridir.

Teknik analiz sadece, arz-talep dengesinde oluşmaya başlayan değişiklikleri tespit etmeye yarayan matematiksel (bilimsel bile değil, çünkü deterministik değil) yöntemler ve sistemler kümesidir. Kesinlikle unutulmamalıdır ki teknik analizin oluşturduğu sinyaller yine de hiçbir anlam ifade etmez. Burada kazanç sadece ve sadece SİSTEMLİ davranmak ve serbest piyasalarda bizi yanlışa sürükleyecek insan davranışından makine davranışına geçebilmektir. Beklentinin satın alınıp, gerceğin satıldığı bir dünyada sadece ve sadece FİYAT herşeyi bilir. Çünkü eğer siz beklentilere ulaşamıyorsanız (ki ulaşmanız mümkün değildir) yapmanız gereken tek şey beklentiye ulaşanların pozisyonları sonucu oluşan fiyatı izlemektir.

Herhalde beklentiye ulaşanların bunları sizinle paylaşacağına inanmıyorsunuz, değil mi? Çünkü bu dünyada hiç ama hiç kimse para kaybetmek için pozisyon açmaz. Bu da unutulmamalıdır.

Teknik analiz ile ilgili hayattan iki yakın örnek vermek isterim.
Teknik analizin SAT sinyali otobanda 150 km hızla giderken önünüzdeki aracın fren lambaları yandığında beynimize ulaşan sinyal benzeridir. Bu sinyalin genelde kaza ile sonuçlanmadığına ama bizim yine de frene basmak zorunda olduğumuzu lütfen unutmayın.
Ya da, dağa tırmanan bir dağcının altına serilen ve onunla beraber yükseltilen ağ, teknik analizdeki zarardurdur (stoploss) kavramı ile özdeştir. Ağ dağcıyı ÖLMEKTEN kurtaracaktır. Ama ağın olması kazanın olmamasını veya kaza olsa bile dağcının bir kaya parçasına tutunup tekrar deneme yapmasını engellemeyecektir.

Çok uzun sözün kısası; amacınız adrenalin, heyecan ve kumar ise lütfen kaybetmeye (düşüş trendinde) veya kazanamamaya (yükseliş trendinde) devam edin. Ama amacı para kazanmak (veya mevcut birikimlerini değerlendirmek) olanlar için tek yol şudur:

Tümünüzü UYARIRIM; lütfen duygusuz bir sisteme dahil olun ve sadece fiyata inanın,  televizyondaki ekonomi kanallarına değil. Çünkü doğruyu size sadece fiyat söyler. Beklentiye ulaşabilenlerin hiç istemeden de olsa verdiği tek açık budur. Bir teknik sisteme dahil olun ve OYUN’u kendi kurallarınızla oynayın, onların değil.

Sağlıkla kalın.

Çok önemli not: Olur da bu epostayı okuyanlardan biri safça bir düşünceye kapılıp borsanın yükseleceğini bildiğimi falan sanıp pozisyon açacaksa, o zavallıdan bir tek şey isterim: en azından mutlaka zararı keseceği, mevcut durumun altında bir nokta (stoploss) belirlesin ve bunu borsa (veya fiyat) yükseldikçe yükseltsin (eger yükselirse tabi) ve bir gün o seviyenin altına gelinirse sorgusuz pozisyonu kapatsın. Sonra tekrar ve tekrar bunu uygulasın.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder